Nadas mı Karantina mı?

Böyle hayal etmemiştim yeni yılın ilk yazısını. Tatsız sürprizlerle dolu bir 2020’ye hoş geldik mi bilmiyorum. Yeni yıla giriyoruz diye yaptığımız kutlamaları hatırlarsak, trajikomik görseller oluşacaktır havsalamızda. Zor, çok zor zamanlardan geçiyoruz, ülke olarak, dünya olarak hatta insanlık olarak. Kimimiz “Doğa’nın İsyanı” olarak anlamlandırıyor, kimimiz “Küresel Güçlerin, Yeni Dünya Düzeni” kimimiz de Çin Halkının Damak Tadının Sonucu” olarak. Bunların her biri teker teker olabileceği gibi hiç biri de olmayabilir. Kötü senaryoları temel almayı bunları bile isteye yaşamayı hiçbir zaman tercih etmedim. Hep iyi olasılıklara, iyi niyete öncelik verdim. Ama benim neye öncelik verdiğimin şu an içinde bulunduğumuz durumla hiçbir bağlantısı yok tabi ki. Ve fakat her birimiz gibi benim de içinde bulunduğumuz günlere dair tüm planlamalarımda aksamalar oluştu. Yine de ümidimi kaybetmiyorum ve her şeyin üstesinden en kısa sürede, en kısa kayıpla çıkacağımıza inanmak istiyorum, dua ediyorum. Maalesef ki, teröre, darbeye, ekonomik krizlere alışık bir toplum haline geldik geçtiğimiz on yıllar boyunca. Ama bu virüs? Çalışmadığımız yerden geldi sanırım. Ne tedavisi, ne süreci, ne de başka her hangi bir ihtimali belli değil. Kapandık mekânlarımıza, yaşlılarımızı ve çocuklarımızı korumaya ve bunları yaparken de ayakta kalmaya çalışıyoruz. Ve başka yapabileceğimiz bir şey de yok gibi. Aslında var, müthiş bir fırsat, başka hiçbir zorlukta fark edemeyebileceğimizve eğer iyi kullanırsak her şey bittiğinde nefis bir yol haritası elimize sunacak bir fırsat var. Evet, bakın açıklayım.Bu süreç bize bir muhasebe şansı verecek. Hatalarımızı, doğrularımızı, eksiklerimizi, ya da yapmamız gerekenleri bize işaret edebilecek bir sürecin içinden geçiyoruz. Yani eğer farkında olursak kazançlar elde edebileceğimiz bir sürecin içinden geçiyoruz. Kişisel gelişimimize zaman ayırmalı bu süreçte. Başlıkta yazdığım soru gibi “Nadas mı, Karantina mı?” önce bunu öngörmeliyiz. Kendi iç dünyamı yılardır aslında Nadas’a bırakan biri olarak çok yabancı olmadığım bir süreçse de toplum olarak aynı durumla baş başa olmamız farklılık oluşturuyor tabi ki. Okumalı, yorum ve akıl yürütme kabiliyetimizi geliştirmeli. Sanatla ya da her neyse ilgi alanımız bunlarla alakalı gelişimimize hız vermeliyiz. İnternet üstünden keman çalmayı öğrenmeye çalışıyorum bugünlerde ben mesela, yapabilirsem sağlıklı günlerimizde konserlerimizde bir iki numara yapabilirsem dinleyicilerimize çok mutlu olacağım. Elimizde olanların kıymetini bilmeliyiz. Kendimize hırs yaptığımız şeyler varsa farkına varıp aslında sağlık ve mutluluktan ötebirçok şeyin ne kadar boş olduğunu anlamalıyız. Sırtımızda taşıdığımız ve aslında gereksiz olduğunu yük olduğunu anlamamız gereken şeyler olduğunu tespit etmeliyiz. Muhakkak vardır. Ve bunları layığıyla yapabilirsek emin olun mutlu olacağız bu illet virüsten kurtulduğumuzda. Toplumla olan, kişilerle olan ilişkilerimizi gözden geçirmeliyiz. Kimde neredeyiz? Kimde yerdeyiz? Kimde gökteyiz? Hepsini tespit etmiş olabiliriz sağlıkla bu günlerin içinden çıktığımızda. Muhakkak ki yeniden gelecek ülkeme bahar. Sağlıklı günler diliyorum her bir okuyanıma, dinleyenime.

Müzisyen

Nuri savruk

instagram